Yersin Koruğu


Yasalar der tek bir Türkiye,
Sen dersin eski-yeni Türkiye,

Ben giderim ileriye,
Senin gözlerin geriye.

Baştan suçludur senin nezrinde herkes,
Oysa masumdur aksi ispat edilene kadar herkes.

Senin mezhebin-dense hırsız, sana yavuz,
Bana göre; babam bile olsa yine: kırkız.

Sövmeye geldin mi? Üstüne yok,
Övmek kendi kümesine ancak başkasına yok.


Hep sen bilir, hep sen söylersin,
Dinle bak da kulağın ağzını geçsin.

Bildiğin yanıldığına yetmez,
Bırak kalsın senin tavsiyen para etmez.

İşine gelmedi mi? cümle aleme çamur at,
Önce kendine bak!  O ne melanet surat?

Böbürlenme diyeceğim ama kime kar?
Üstelik benden önce nice söylenmişi de var.

Kandırıldım deme Huda hatırına,
Kargalar bile güler bu gafına.

Var sen ısıt altındaki koltuğu,
Bu coğrafya baki, tatlı diye yersin koruğu.











Oradaysak


G üzel gözler meyhanesindeysek,

Ö zür dileme, affetme beni.

Z aten güneşten yeni gelmişim,

L akin yanarım, geri gönderme beni.

E ngin bir denizindeyim sanki karşında,

R ed edip de, gücendirme beni.

İ nan şu an için varız, gözlerimiz için,

N e olur! Sakın gidiyoruz deme, şimdi.

70 Kelimelik Müptezellik


Yok bir şey endişelenme! Çürüyoruz ...

Kabuk parlak ve renkli olsa da; mazruf kof. Elek gibi, dolu görünür boş işte. Bakarken gördüğümüz, yok saydığımız her bedbahtlık mevcut. Yalanı doğrudan ayırmak için verdiğimiz mücadele buraya kadar. Tam şurada kalbimizin ortasına çöken kalp ağrısı, beynimizdeki uğultu o! Dik durmaya çalıştığımız onca günler bir an gibi gelip, geçti işte. Tam karşında duruyor. Hakikat ve sen. Bakakaldığımız rezillik hepimizin içinden çıkıverdi. Hükümdar oldu.


Duvar Yazıları I



Onu tarif edebilsem !


Kendimce tarif edebilsem şöyle olurdu:


Şeffaf bir örtü gibidir. Kimi zaman, o şeffaflık kaybolur. Köpük, köpük dalgalar kabartır sırtını. O şeffaf örtünün üzerindeki kırışıklıklar gibidir, dalgaları. Bazılarının yüksekliği, adam boyudur, mesela! Durgun olduğu zaman; içinde ne varsa onu gösterir. Işık varsa ışığı, yosunu, kumu, çöpü, karanlığı, yunusu, orfozu, urganı, kılıç balığını, kızını, hepsini gösterir işte. Uzansan yakalayacak mesafede sanırsın her birini. Oysa o, sihirbazdır. 

Kolunu kaptırırsan, bedenini içine alır, bir anda. Bir taraftan yardım eder sana üzerinde kal diye. Öte yandan dibine çeker. O tuhaf dengeyi yakalayabilirsen; hem içinde hem dışındasındır artık. Nuru yansıtır, ayı gösterir sana yakamozlarla. Güneşi yumuşatır. Rüzgarı taşır kumsalına. Kocaman bir büyüklüktür. Nefes alıp verenlerle huzur içinde yaşayan bir anadır. Anaçtır.

Deniz...