Evlat Şiiri ile Birthday Poem

Evlat Şiiri

Doğacak Oğluma;

Oğlum, sen mi bize misafirsin?
Biz mi sana? Belli değil!
Kaderini sen seçtin.
Ancak, bizi seçtiğin için sağ ol,
Benim oğlum olacağın için sağol,
Doğmadın ama ben yaşlandım.
Elbet bir gün ben de gideceğim.
Senin geldiğin gibi,
Oğullar gelecek biz gideceğiz.
Sensiz dünyayı,
Dünyaya geldiğin an unutarak seni seveceğim,
Oğlum.

16 Şubat 2002 – Almanya
Baban, Kerim.


Bilmem


Ne olduğunu anlamadım, o sabah.
Bir tuhaf kibir ve yalnızlık kokusu burnumda uyandım.
Haklı çıkmıştım ve o gitmişti. Kalp kırmıştım, yine.
En iyi bildiğim şeyi neden olduğunu bilmediğim halde yapmıştım.
Yine!
Yalnızlar Rıhtımı

Korkarım sevilmekten


Korkarım sevilmekten, bana yükleyeceği yük için. İşte kaldıramamaktan korkarım o yükü. Sevememekten. İstediği gibi sevememekten korkarım. Onun için kaçarım kuytuya, Saklanırım sevgiden. Korkmak daha kolaydır sevmekten, çünkü. Sevmeyi beceremem, sevilmeye dayanamam. Kaçar giderim onlar kapıya dayanınca, Bir bahane bulurum,ne bileyim? Korkağım diyemem. Ben sevmeyi bilmiyorum, derim. Üstüme gelme! derim. Kokunu duyduktan sonra sensizliğe dayanamam diyemem ki! Saçını okşadıktan sonra sana el sallayamam, uzaklaşan otobüs camından bakamam. Allahaısmarladık diyemem, seni özlemeye katlanamam diye söz söyleyemem ki!

Sen varken, yokmuş gibi davranamam. Yemek yiyemem, dudaklarımı kavuşturamam. Seni merak etmiyormuş gibi yapamam ben. Adını unutamam, başka bir kadına sesleniveririm pat diye! Sokakta birinin arkasından koştururum, sana benzettim diye! Radyo açık kalır herhalde sabaha kadar. Sigara sesli spikerler karanlıklarda birer ikişer gezinirler,yatağımda. Gece uyuyamam. Sabah yanımda uyansan sana sarılamam, Yalnız kalksam sensizliğe dayanamam,diyemem ki! 

De ki, sevebilsem; omzumda uyuya kalacak mısın? Sabah,sen uyurken: ben usulca yataktan kalkacak mıyım? Gülecek misin? Beni görünce. Mesela uzun yoldan gelince, gülecek misin? Kapıyı açınca ya da sabah gözünü açınca? Beni ilk gördüğünde tekrar gözünü kapayacak mısın? Uyuyor numarası yapacak mısın? Islak ellerini bir önlüğe silerek bana koşacak mısın? Gözünü kapayacak mısın? seni öpünce? Gelecek misin? Peki her gidişinde? Söz verecek misin? Elimi sıkıca tutacak mısın? 

Deniz kenarında olsak. Denize girsek mesela, Burnunu iki parmağınla kapatarak dalmaya çalışacak mısın? Sonra birden bire çıkacak mısın,yüzeye? Sanki boğulacakmış gibi, ilk nefesini koca bir solukla alacak mısın? Akşam melteminde yürüyecek miyiz? sahil boyu.

Sabah kahvaltı hazırlayacak mıyız? Ne bileyim? sevdiklerimizi birbirimize sevdirmeye çalışacak mıyız? Ayrılacak mıyız? peki sonunda. Seni başkasının yanında görecek miyim? Ağlayacak mıyım? yatağımda.

İşte bu yüzden bilemedim. İşte tam bu yüzden: ben korkayım, sen sevil! Benim ki sevememezlik değil!!


Türkiye Yine Bir Tercih Yaptı Ben ise Babamı Andım


2003 genel seçimleri öncesiydi. Kararlıydım. Öncesinde politk faaliyetlerim artmıştı. Hatta babamı ikna edip yeniden siyasete soyundurduğumuz zamanlar bile olmuştu. Fakat bir hüsran ile üzerinden sular akmıştı. Buna mukabil ben istediğimi alamamış gibiydim. Ancak, umutluydum, heyecanlıydım, istekliydim. Bir partide de harıl harıl çalışıyordum. Ve sonra,milletvekili aday adayı oldum. Soluğu babamın yanında aldım. Baba dedim. Ben aday oldum. Hem de senin siyasi olarak çıkageldiğin tarafın tam karşısına. Bana hayat boyu unutmayacağım derslerinden biri olacak kelimeler ağzından dökülmeye başladı. Milletin sağ duyusuna inanır. Zaaflarını ve hassasiyetlerini iyi bilirdi.

- Oğlum memlekete hizmet etmenin partisi olmaz. Hayırlı olsun! Ancak, dikkat et bu yafta sana yapışır, kalır.

Gerçekten de öyle oldu. Istanbul 3.bölge17.sıradan girdiğim seçimlerde aynı sıradaki diğer parti adayı çıktı, ben çıkamadım. Bizim parti %1 bile oy alamadı. Çok uzun süre internette ismim arandığında ise parti ve milletvekiliği aday listesindeki halim çıka durmuştu.


Üzerinden 3 seçim geçti. Dünkü ile beraber. Bugüne baktığımızda; benim girdiğim seçimlerde 1.çıkan parti yine 1.çıktı. Fakat mecliste çoğunluğu kaybetti, iktidar elinden gitti, Parlamento da 4 parti her biri 80'in üzerinde milletvekili ile sağlam bir temsil tablosu çizildi.

Görünmez bir el her zor zamanda olduğu gibi istikamet gösterilen tarafa değil, Olasılıklar olan tarafa yönlendirdi. İlkeler üzerinden siyaset yapın denildi. Aman kalkınmayı da ihmal etmeyin. Kazanımları kaybetmeyin denildi. Hoyratlaşmayın, bir masada üleşmeyi öğrenin, kamplaşmayın öğüdü verildi. Ben yaptım olduyu yutmadık. Mağdur edilenleri unutmadık. Milletin size emanet ettiği kasasında açık hesaplar var. Bunları kapatın talimatı verildi. Kavga etmeyin, uzlaşın, aile içinde fırtınalı zamanlar olur. Kapayı kapatıp hessaplaşmanızı yapın. Ama mahalleye rezil olmayın denildi. Kimseyi evinden, ailesinden kopartmayın, dirliğinizden olmayın dendi.

Eğer, siyasi aktörler bunu geriye dönük bir bildirim yenine ileriye dönük bir fırsatlar kavşağı diye görürlerse Türkiye eskisinden daha güçlü bir yarınlara pupa yelken gider.

Vira bismillah, Türkiye...