Pobody is Perfect


Bu yazıyı sınıfın tahtasına Tolga'nın yazdığı ilk anı hatırlıyorum.  Ne olduğunu anlamamıştım. "Kimse mükemmel değildir" ile dalga geçen imla hatalı aynı cümlenin İngilizcesi, tahtada! Şimdi daha da iyi anlıyorum. O yaş için sosyal içerikli ve hafif olmayan bir espriydi.

Herkesin kendini mükemmel sandığı körler, sağırlar birbirini ağırlar diyarında yaşıyoruz, oysa!  Herkes, başkasında eleştirilecek bir şeye odaklanmış, kendi eksiğini görmeden durmadan düzeltmeye çalışıyor. Bırak dağınık kalsın! Kafaca dağınık anne, çocuğundan düzenli olmasını istiyor.  Vergi kaçıran baba, evde oğluna hak-hukuk dersi veriyor.  Gıybet eden, dedikodu yapan başbakan, tebasına doğru yolu gösteriyor. Şike yapan kulüp başkanı, federasyonu yargılıyor.  Yargılamaya ne kadar meraklıyız. Tevekkel kimse kendi "ayranım ekşidir" demezmiş. İyi ama bu takdirde de ilerleyemiyoruz. Kendimizi doğrultmak yerine, başkalarını düzeltmeye çalışmanın dayanılmaz cazibesi enerjimizi tüketiyor.  Sanki, ben söylemiştim, ben ona demiştim'in haklı çıkması için yaşıyoruz.  Ona ne olduğu önemli değil. Ben haklı çıktım. Sen haklı çıktın da ademoğlu zarar gördü.  Orası hiç önemli değil.

Bir çok eylemin zaman, zemin ve kişiye göre izafi olan sonuçlarında hak ve doğruluk aramak kime kalmış? Yapabileceğimiz en iyi şey kendi doğru bildiğimizi eyleme döküp örnek olmaktır.

Serin kalın!
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder