İnsan Oğluna Sorular?


Sırça bir köşkte yaşıyor ruhum,

Düzgün bir çizgide gidebilecek miyim?


Hiç sapmadan, alnım dik, 


İleriye doğru bakıp yürüyebilecek miyim?




Önüme çıkan engeller, engellerin engelleri,


Onu engel sanan sanal korkaklar,


Hepsi önüme dizilse geçebilecek miyim?




Sallanmadan, yorulmadan, usanmadan, 


Rüzgârda uçup giden cevapları bulmadan,


Şeytana tapanları, ibadete konvoy tutanları,


Ezip de geçebilecek miyim?




Bağlama çalanları, 


Yatmadan oturup ağlayanları,


Sabah kalkıp da yatmak isteyenleri,


Bilip de, bilmemezlikten gelecek miyim?




Kalktım, dimdik doğruldum.


Besmele çekip niyet ettim.


Nefsimi alt edebilecek miyim?




Kurda kuşa aldırmadan,


Faşist polis diye bağırmadan,


Yoldaşımla yüzleşmeden,


Menzil maksut deyip gidecek miyim?




Yunus Emre'yi anlamadan,


Mevlana'yı duymadan,


Kim olursan ol diyebilecek miyim?




Dağa taşa bakmadan,


Gün ağarıp doğmadan,


Köylü karnın doyurmadan, 


Size de ziyade olsun! Ağalar.


Sonunuzu bilecek miyim?




Ekmek, Mushaf çarpsın dediniz.


Hep tersine gittiniz.


Ana baba gardaş deyip zalimle raks ettiniz.


Dansınızı gördüm ben. 


Yine de, görmezden gelecek miyim?



Bunlara hak hukuk bahane,


Günah sevap bir tuttular.


Edepsizi hoş görüp,


Haramzadeleri pir kıldılar.


Allah'ınızdan bulun deyip,


Kuru bir beddua ile gönderecek miyim?




Koşmadan tükenmeden


Çakallara meyil etmeden


Bu yolun sonuna varabilecek miyim?




Çıkıp sırça köşkümden,


Tozlu yola girecek


Erenlerden el isteyip,


Eriştir beni diyecek miyim?




Aslında, diyor şair.


Bu işte bir keramet var.




Bak iyi dinle son beyitte senin gibilere de bir hikmet var.




Eğrisi doğrusu pürü pak insan yavrusu,


Doğduğun gibi kalsaydın ya??


Ey mübarek insan oğlusu!.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder