Neden yazmaya başladım?


Lise veya üniversite zamanlarının ilk yıllarında Ankara'da dilden dile dolaşan bir O.D.T.Ü. sınav hikayesi vardı? İşte, odtü'de hocanın bir tanesi sınav hazırlamış. Sınavda, tek bir soru var:

Why? Neden?

Sınav kağıdını alan tüm öğrenciler şaşkın. Ne demek bu şimdi? Roman mı yazacağız, bu konuda? Hangi anlamda neden? gibi aralarında bin türlü soru türetip durmuşlar. Velhasıl, sınav da başlamış herkes sarılmış kalemlere.

Ancak, sınav sonunda en yüksek puanı tek bir kişi almış. O da, şu cevap ile : 

Why not? Neden olmasın?

Bu hikayeyi neden yazmaya başladığımın cevabı olarak veremem ancak her zaman güçlü bir tez olarak kullanılabilir. Neden olmasın? Olumlu, eyleme dönük ve kucaklayıcı bir sözcük.

Benim yazarlık hikayem çok genç denebilecek yaşlarda şiir ile başlamıştı aslında. Zannediyorum ilk şiirimi yazdığım da şu an büyük oğlumun olduğu yaşlardaydım. 13-14 gibi olmalı. Anneannemden aldığımı bildiğim ( ancak ne vesile ile hatırlamıyorum) koyu yeşil deri kaplı, A5 büyüklüğünde ve her sayfanın sağ üst köşesinde bir çiçek motifinin yer aldığı bir defterim vardı. Kapağında sanki altın varaklıa işlenmiş gibi "Şiir" yazıyordu. Ona yazmaya başlamıştım ilk şiirleri.

Ankara'nın soğuk ve o zamanlar is ve pus dolu havası başka birçokları gibi bana da epey ilham kaynağı olmuştu. Sonrasında gelen gençlik sevdaları ve hayal kırıklıkları da yazarlık yolunda bir hayli yoldaş olageldiler.

Kronolpjik sırasından ziyade yazmanın bana yaşattırdıklarına gelince. Yaşsız bir ben yapıyor sanki beni. Kelimelerin ucunda kendi içinde yaşattığın sensin daima. Yaşlanmayan ve yaş almayan. Genç de olmayan. Yaş mefhumu olmayan. Sana ait olanları canlı tutmak ve paylaşmak ise bir başka güzel.

Yazmayı kendimi bildim bileli hep çok istedim.  Bunun çok büyük bir kısmı ruhumla ilgili olmalı.  Geride benden bir iz bırakmak. Güzel izler bırakacağımı biliyor ve hissediyordum.

İşte bunlar için yazmaya başladım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder