İki ayağımın üzerinde dikilirken - 2.bölüm


./..

Sabah ilk iş bilgisayarı açıp e postama bakmayacağım bugün.  Mutlaka canımı sıkan bir mail vardır, şimdi.  Aranmıyorum bu sabah nedense, diğer sabahlar gibi.  Bazı sabahlar, o canımı sıkacak e-postayı deliler gibi ararken buluyorum kendimi. Hızlı ve kendinden emin adımlarla ilerliyorum masama.  İki hamlede açıyorum bilgisayarı.  Ekranlar açıp, kapanıp, kum saati de devrilip dururken bacağımı sallamaya başlıyorum.  Sabırsızlıkla bekliyorum, onu.  Bir an önce geleceğini biliyorum.  Hah, işte tam karşımda.  Hem de beklediğim kişiden üstelik.  Sinir bozacak kadar kişiye de cc yapılmış.  Ama  bugün o günlerden değil.  Boşveriyorum.

Bugün akşamı etmek için idare edilecek bir gün.  Suya, sabuna dokunmadan fazla kişiye de görünmeden geçmeli bugün.  Kart basarken çıkan bip seslerinde kaybolunacak bir gün.  Yarını kurtarmak için bugünü feda etmeliyim.  Kravatımı çıkaramayacağım demek ki! Dikkat çekerim, zira.  Oysa, kravatsız takım elbise ve gömlek giyenlere özeniyorum.  Hem uygar, hem de Mafioso bir imaj.  Tatlı-ekşi çin yemekleri gibi.  Tezat, ama güzel.   Başka sefere.  Belki bir cuma günü bunun için daha uygun. Aa, Pelin geliyor.  Pelin genel müdürün sekreteri.  5 yılı aşkın şirkette.  İyi geçiniyoruz.  Karşılıklı kurlaşıyoruz ama ilerisine geçmeyi hiç düşünmedik!  En sevdiğim elbisesini giymiş, bugün.  O mayi kolye de çok yakışıyor.  Mavi gözlerine. 

"Günaydın, Ozan.  Koordinasyon toplantısı var bugün, unutmadın değil mi?"
"Günaydın.  Eeh, yoo! Unutmuşum gibi bir halim mi var? Son hazırlıklarımı yapıyorum, da!"
"Süperr. Kravatın çok yakışmış!  Koyu renk sana daha yakışıyor, daha sık böyle giyinmelisin!"
"Haklısın, tavsiyene uyacağım. Ama, senin kimsenin tavsiyesine ihtiyacın yok. Sadece, kompliman olabilir. Bu elbisenin içerisinde harika görünüyorsun"
"Ayy, çok teşekkür ederim. Beğendiğine sevindim"
" Ayrıca, İyi edersin, kadınların tavsiyelerini dinleyen erkekler daha başarılı olurlarmış"
"Ne demezsin, başarı yolunda azimliyim"
"İyi çalışmalar.Ozan'cımm. Toplantıya gecikme"
"Sana da Pelin. Gecikmem merak etme!"

Hay Allah! Toplantıyı tamamen unutmuştum. Artık, kaybolamam. Toplantı öncesi, rapor ve telefon trafiği ancak bol kahve ve çay ile buharlaşabilir. Öğle yemeğinde, toplantı masasında sünger ekmek içine kaşarlı sandviç yemek de cabası. Çay almalıyım. Mutfağa doğru yöneliyorum. Mutfakta, Faruk, çayını dolduruyor. Faruk, muhasebe elemanı. Sosyal yönden aktif biri. Sürekli, gezi ve aktivite düzenler.

"Günaydın, moruk. Keyifler nasıl?"
"Noolsun? İdare ediyoruz. Sen nasılsın?"
"İyiyim. Hafta sonu Yedigöller gezisine geliyor musun?"
"Yoo, ne zaman bildirdiniz?"
"Mail gönderdik ya! Sen yine okumamışsın! Bak bu sefer gel, hem Aylin de geliyor"
" Yaa Aylin 'in ne alakası var şimdi?"
"Canım, bilgi, olsun diye söyledim. Bir ilgisi yok! Hadi acele et, haber ver bana. Listeleri kesinleştiriyoruz"
"Tamam, tamam. Hadi, iyi çalışmalar!"

../devamı yarın




       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Önceki Yazılar