Gelinlik Esnaf Tasvirleri


İnsanı kelimeler ile tasvir etmek zor ama yine de bu sayfada deneyeceğim.  Bakalım ekrandaki kelimeler sizlerin zihinlerinde hangi resimleri çizecek.  Bugün, esnaf gelinlerden bahsetmek istiyorum.  Bu hanım kızlarımıza dikkat kesilin, her yerde diğerlerinden ayırmak biraz zahmetlidir. 

Kısıtlı imkanlar sunan kalabalık bir aileden gelmişlerdir.  Ablalarının eskileri giymiş, misafire terlik çıkartmışlardır.  Banyo günleri olmuş, babalarına kahve yapmışlardır.  Okulda, kopya çekmiş ama hiç yakalanmamışlardır.  Çok güzel değildirler.  Ancak, etrafında güzel kız arkadaşları olmuştur.  Giyinmeyi, kuşanmayı etraflarında bu konuda takdir toplayan büyük abla ve teyzelerinden öğrenmişler.  Daha da fazlasını ise magazin sayfalarında okuduklarından tamamlamışlardır.  Spor yapmamışlardır.  Kiloları normal ya da normalin altındadır.  Sonuçta sevdikleri değil, uzun vadede yüksek verim elde edeceği çocukla da evlenmişlerdir.

Bugünkü yazıya konu olmaları ise işte yukarıda bahsi geçen; babadan esnaf bir aileye gelin gitmeleri ile başlar.  Onları gittiğiniz bir restoranda görürsünüz.  Şimdi, oraya ait olmayan bir kıyafet ve tavırla ortalıkta dolaşmaktadırlar.  Düğün için yapılmış gibi hafif kalın kıvrımlı saçları ve makyajı ile gece güneşi gibi parlamaktadırlar.  Çoğunlukla kasaya yapışıp, gözlerini para ve adisyondan ayırmazlar.  Görevlerini en iyi yapmak olarak algıladıkları bu davranış ile caka satarlar.  Personel üzerinde hiç bir otoriteleri olmamasına rağmen, en kıdemli personele sürekli soru ve emir kipi dolu cümleler sarf ederler.  Dikkate alınmadıkları halde bu davranışlarından vazgeçmezler.  Müşteri onlar için bu atanmışlık yoluyla oturulan koltukta birer teferruat ve tahtları arasında bir engeldir.  Kendilerini eğitmeyi başarmış, az bir çoğunluk ise masa masa dolaşır.  Formalite icabı bir kaç soruyu kuaför dedikodusuna karıştırarak, bu konuya girmeye cesaret edemeyen erkeklerin mütebessim bakışları arasında gözden kaybolur. 

Büfe ve gazete bayilerindeki küçük esnaf sınıfında olanların hali daha başkadır.  Resmi evrak gerektiren işlemleri tapu dairesi işlemi gibi görür.  İşte, gazete dağıtan çocuk da gelmiştir.   Ustalıkla saydığı geçen günkü gazetelerden bir adet eksik yapılan iade işleminin hesabını soracaktır.  Bu anı zihninde çok oynatmıştır.  Ne kadar dikkatli ve işin üzerinde olduğunu ona gösterecek, üstelik eşi ve kayınpederi gözünde bir basamak daha yükselecektir.  Ancak, konu bilgi ve beceri gerektiren bir açmaz halini aldığında kime sesleneceğini çok iyi bilir.


Kuru temizleme dükkanlarındakiler ise eşsizdir.  Renkli çerçeveli gözlüklerinin ardından size değil getirdiğiniz kirli ve pislik yuvasına elbisenize odaklanırlar.  Amaçları en kısa sürede lekeyi bulup, avuçlarının içine alarak sizin gözünüze sokmaktır.

" Yalnız, söyleyim, bu leke çıkmaz!"

en çok sevdikleri karşılama cümlesidir.  Ücretini işlem başlamadan talep etmeleri de ön şartlardır.  Sizde daha dükkandan çıkmadan, o, elbiseleri raylı askılara takmak için arkasını dönmüştür.  Size de kafa sallayarak eve dönme vakti gelmiştir.

Tanıdık geldi mi?  Sizlerin örnekleri neler?

Sevgiler,

K.     

1 yorum:

  1. Şahane...onlarcası gözümün önünde:)) Müdürümden ekmek kokan memleket tasvirleri...bir nev'i Sait Faik okuyor gibiyim...

    YanıtlaSil