İki ayağımın üzerinde dikilirken - 7.bölüm

../.
-          Tamam kardeşim, tamam. Görürsün bak! Benim dediğim çıkacak, ben de sana bir şey demeyeceğim.

Toplantı salonunda, çoğu kişi ayakta ve üçerli beşerli gruplar halinde kümelenmiş bekleşiyorlardı.  Ellerini göğsünde kavuşturmuş, kaşlarını havaya kaldırarak birbirlerini selamlayan bir sürü şakın ve suskun personel.  Nihayet Genel Müdür, Ahmet Bey içeri geldi.  Ne hızlı, ne de yavaştı yürüyüşü.  Her zamankinden farklı değildi esasında.  Tavırlarından, personelin üzerindeki endişenin o an Ahmet Bey’e geçtiğini hissettim.  Odaya girdiği gibi değildi. Rahat görünmeye çalışıyordu ama gerginleşmişti.  Bu kadar insanın yüzüne bakarak söyleyecekleri onu endişelendirmeye başlamıştı.  Odasında hazırlandığı gibi bir konuşma olmayacaktı.  Beden dili bunu söylüyordu.  İlk kelimeleri çok uzak bir tünelde yankılanan teneke gürültüleri gibi kulağımdan dolaştı.  Sonra uğultuya dönüştü.  Ama bir cümle, beynimde patladı ve ezanın hoparlörü gibi deldi, geçti

-          “Yurt dışından alınan kararla, şirketi kapatıyoruz.”

Doğru duymuştum, değil mi? Şirket kapanıyordu.  Şaşkınlık ve suskunluk endişeli bir telaşa yerini bırakmış, insanlar aralarında konuşmaya başlamıştı.  Ahmet Bey’de konuşmasını kesmiş, yeniden konuşabilecek şekilde dikkatlerin toplanmasını bekliyordu. Tam o sırada, ortalardan bir ses yükseldi.

-          Ama biz kapatmıyoruz.  Evet, kapattırmıyoruz!

Bu satış müdürü Erdem Bey’in sesiydi.  10 yıldır şirketteydi.  Müşterileri ve işin nasıl yürüdüğünü çok iyi biliyordu.  Şirket içerisinde saygınlığını vardı.  Sadece mali işler müdürü Aslan Bey ile anlaşamadığı biliniyordu. 

-          Evet, biz de kapattırmıyoruz

Diyen sesler birden çoğaldı.  Farklı kişilerden de destek haykırışları gelmeye başlamıştı.  Toplantı salonu bir miting havasına bürünmüş, alkışlayanlar, yaşa diye bağıranlar ve ıslık sesleri ile Ahmet Bey aniden miting alanında bir figürana dönüşmüştü.  Şakın ve ama memnun bir şekilde olan biteni seyrediyordu.  Yanına hızlı adımlarla Erdem Bey geldi. 

-          Ahmet Bey, sizin iyi niyetiniz ile yurt dışından gelen bu talebi en uygun bir şekilde burada icra etmek istediğinizi biliyorum.  Bu safhada şirket çalışanlarına adil davranacağınızdan da şüphem yok.  Ancak, bu işletmenin müşterileri ile birlikte yarattığı ticaret hacmini başkalarına kaptıracak ve arkadaşlarımın emeklerini heba edecek değilim.  Gerekirse satın almak da dâhil her türlü seçenekle yurt dışının karşısındayız.  Bu konuda sizin bize yardımcı olacağınızı ümit ederim.

Bir anlık endişe ve duraksamadan sonra, bu kadar geniş ve kuvvetli bir çıkışı beklemeyen Ahmet  Bey ağzından yavaş yavaş da olsa, kendisinin işin içinde olmayacağı da anlaşılsa

-          Elbette, olacağım
Sözleri çıktı.

../devamı yarın


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder