Yerel Seçim Sonuçlarına İlişkin Kamuoyu açıklaması


Çok Değerli Okurlarımız,

Bir seçimi daha demokratik haklarımızın en kutsalını kullanmış olmanın kıvancıyla geride bıraktık.  Hayırlı, uğurlu olsun! 

Türkiye genelinde yaklaşık 53 Milyon seçmen oy vermek için davet edildi. Bunların %90 ( ki bu rakam çok yüksek bir katılım oranı) yaklaşık 195.000 sandıkda oy kullandı.  Başka bir deyişle, 47 milyon oy kullanıldı. 27 Milyon kadın seçmenin oy kullandığı seçimde bu kadar az sayıda kadın aday çıkması dikkat çekicidir. Bu tabloyu terse çevirdiğinizi gördüğümüz Hakkari, Diyarbakır, Aydın'li belediye başkanlarımızı tebrik ediyoruz.

Bu seçimlerde süpriz olmasına izin çıkmadı.  Beklemediğimden değil.  Elbette ben de herkes gibi bazı süprizler bekliyordum.  Ama olmadı ve STATÜKO kazandı.  Evet, seçmen konfor alanından çıkmak istemedi. Bu seçimlerin kazananı partiler değildir.  Daha ziyade seçmenin değişim istememesi veya daha doğru bir ifadeyle değişimi teklif eden adayların yeterince ikna edici olmamasıdır.

Çok küçük bir yüzde haricinde hiç bir büyük belediye el değiştirmedi.  Bunların istisnası Ankara ve Antalya ve Mersin'dir. Her ne kadar Ankara'da eski başkan, Antalya'da bir dönem önceki başkan seçilmiş görünse de; CHP ve AKP'nin oyları birbirine çok yakın çıktı. Bu yüzden bu sandıklarda statüko ile değişimin kıran kırana mücadele ettiğini söyleyebilirim. Mersin'de de mevcut MHP'li Tarsus belediye başkanı büyükşehire seçildi. Bülent Arınç'ın Manisa'sı da mevcuda sahip çıktı.  Hem köylü hem de işçi nüfusu bol Manisa yine MHP dedi.  İzmir, Eskişehir, Konya, Kayseri, Edirne, İstanbul, Samsun, Diyarbakır, Bursa, Sinop ve Trabzon seçmeni mevcut olan kalsın dedi. Eskişehir'li hocası Büyükerşen'e kıyamadı, Kayseri'li de ağası Özhaseki'yi muhafaza etti. Priştina'nın mirası Aziz başkan, yakın tarihin en icracı bakanı Binali Yıldırım karşı yerini korudu.  Kadıköy, Beşiktaş, Avcılar, Şişli, Bağcılar, Sultanbeyli, Esenler, Fatih, Beyoğlu kabuğunu kıramadı.

Bu tezimin en ilginç örneği Hatay'da yaşandı. AKP den belediye başkanı olan mevcut başkan aday gösterilmeyince CHP den aday oldu ve eski adalet bakanı rakibi Sadullah Ergin'e rağmen mevcut başkan seçimi kazandı.

İstanbul'un analizini biraz daha detaylı yapalım.  2009'dan beri İstanbul'lu bir çok yenilik ile tanıştı. Bunları önem sırasına gore Metrobüs, Kadıköy-Kartal metrosu, Marmaray ve 3.köprü olarak sayabiliriz. 3.havalimanı, Kanal İstanbul ise proje bazında olsa da yurttaşlar arasında konuşuldu. Gezi parkı ile başlayıp, 17 Aralık ayakkabı kutu operasyonları zirve yapan protesto olaylarında Kadir Topbaş diğer partidaşlarına nazaran pasif kaldı.  Recep Tayyip Erdoğan'ın taşırarak doldurduğu pozisyonların çok yakınında durmadı.  Sırrı abinin Gezi'deki filmatokrafik önderliği ve "çare" Sarıgül'ün son dakika başrolüne karşı yerini korudu.  Görünen o ki, İstanbul'da yeni eklenen ( 2009 seçimlerine gore) 700 bin seçmen de ki çoğunun 18 yaş civarı olması gerekiyor Kadir Topbaş'ın temsil ettiği değerlere oy verdi.

Yerel seçimlerde, ortaya çıkan bu durumun başbakan'ın rövanş çağıran tutumunun desteklendiği ya da "bizim millet koyundur" gibi elitist saptamaları da desteklemiyorum.  Değiştirmek istiyorsa; çok daha güçlü ve aynı derecede inandırıcı bir teklif ile gelmeli muhalefet. Çünkü artık çok büyük hatalar yapmıyor iktidardaki belediyeler. Yani, toplanmayan çöp, akmayan su,çukurlu yollar tarihe karıştı. Hele ki yerel seçimlerde buna adayın profili de eklenince değiştirmek isteyen için daha da karışık ve zor bir durum ortaya çıkıyor. Mardin'de Ahmet Türk'ü, Samsun'da Yusuf Ziya Yılmaz'ı, Osmaniye'de Kara'yı nasıl değiştireceksin?

Bu yerel seçimlerin genel seçimlere nasıl yansıyacağını ise bir sonraki bahse bırakacağım.

Esenlikler,

K.K.

  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder